Erkek Kısırlığı
Sertleşme olmadan birleşme olamayacağından gebelik olmayacaktır. Fakat erken veya geç boşalma ile gebelik şansının bir ilgisi yoktur. Önemli olan spermin vajenden rahime doğru yola çıkarak, tüplerden geçip yumurtayı bulmasıdır. Yani ejekülasyon (sperm çıkışı) varsa gebelik şansı var demektir.
Bazı romatizmal hastalıklar ve tedavide kullanılan ilaçlar sperm üretimini bozmaktadır. Bu konu immünolojik infertilite kısmında detaylı olarak incelenmiştir.
İdrar deliğinin penisin vücutla birleştiği yere yakın yerde olması, spermin vajene boşalmasını engeller.
Bazı erkeklerde doğuştan sperm miktarı azdır. Bu nedenle dışarı çıkan sayı da az olmaktadır. Hatta bazı erkeklerde zamanla sıfıra inmektedir.
Testis tümörü varlığında, kemoterapi veya radyoterapi başlanmasa dahi sperm üretimi düşmektedir. Bu nedenle testis tümörü tanısı konulan her hasta, eğer çocuk istiyorsa ‘sperm dondurtarak’ saklatmalıdır. Tümörün tedavisinden sonra, dondurulan spermler çözülerek tüp bebekte kullanılır. Kemoterapi, radyoterapi yapılan durumlarda sonradan sperm eldesi iyice zorlaşmaktadır. Çok sıkıntılı durumlarda tümör nedeniyle alınan testisin kendisinden dahi sperm ayıklanarak dondurulabilmektedir.
Testisten kirli kanı toplayan damar çapının, normalden geniş olmasıdır. Bilindiği gibi testisler vücut dışında bir torbada bulunurlar. Çünkü iyi sperm üretebilmeleri için vücuda göre daha serin bir ortamda olmaları gerekmektedir. Varikosel varlığında ise genişlemiş damarda bol kan bulunacağından, testis ısısı yükselir, sperm üretimi bundan etkilenir. Fakat bu etkilenme, hafif ve orta derecedeki varikoselden ziyade Ağır (Grade III) varikosel varlığında söz konusudur.
FSH, LH gibi hormonların yokluğu veya süt hormonu yüksekliği sperm üretimini bozmaktadır. Tedavide eksik hormonlar yerine konur veya yüksek olan hormon düşürülür.
Enfeksiyon veya cerrahiye bağlı olarak kanallarda tıkanma gerçekleştiğinde, sperm dışarı çıkamaz ve tıkanık yerin arkasında birikir. Bazen bu tıkanıklık doğuştan kanalların yokluğuna bağlıdır. Bu durumda PESA (tıkanıklığın arkasında, birikmenin olduğu yerden iğne ile çekmek) veta TESA (testisten iğne ile çekmek) yöntemiyle sperm elde edilerek tüp bebek yapmak mümkündür.
Sperm içinde bulunan beyaz küreler bakteriler ile savaşmak için bazı salgılar yapmaktadır. Bu salgılar ve kimyasallar sperm hücrelerine de zarar vermektedir. Fakat bu durum en çok kendiliğinden oluşan gebeliklerde engeldir. Zira Aşılama veya Tüp Bebek yapılırken spermler yıkanarak mümkün olduğunca bu tür etkenlerden temizlenmektedir.
Doğum sonrası kasıkta kalarak torbaya inmeyen testislerde sperm üretimi bozulur. Bunda vücut ısısının torbaya nazaran yüksek olması rol oynar. Bu nedenle inmemiş testis vakaları buluğdan önce yakalanarak ameliyat edilmelidir. Buluğdan sonra yapılan düzeltme ameliyatlarında başarı daha düşük olmaktadır.
Aileden kalıtsal olarak gelen bazı gen defektleri veya XXY (Kleinefelter) gibi kromozom bozuklukları sperm sayısını azaltır, hatta sıfıra indirebilir. Burada mozaik tip Kleinefelter vakalarında sperm bulma umudu, komplet vakalara oranla daha fazladır.
Doğuştan testislerde sperm kök hücresinin olmamasına bağlıdır. TESA, TESE işlemleri ile dahi sperm bulunamaz. Bu hastaların tüp bebek şansı yoktur.
Bugün için spermde azlığa veya zayıflığa yol açan sebeplerin hepsi tam olarak aydınlatılamamıştır. Şoförlük, dar çamaşır giymek, fırın işçiliği, boya-mobilya imalathanelerinde çalışmak, içki, sigara kullanmak gibi bazı risk faktörleri belirlenmesine rağmen; aynı meslekte ve hatta aynı iş yerinde çalışan herkes kısır olmamakta, bazı erkeklerde ise hiçbir risk olmamasına rağmen kısırlık gelişmektedir. Bu nedenle günümüz infertilite tedavisinde eldeki spermin durumuna göre yöntem seçimi ön plana çıkmıştır.